Dil Seçin

Turkish

Down Icon

Ülke Seçin

Turkey

Down Icon

“Sağlıktan ve özgürlükten tasarruf olmaz”

“Sağlıktan ve özgürlükten tasarruf olmaz”

Birkaç hafta önce Memleket Tabipliği’nde TTB’nin Selim Abi’si, Dr. Selim Ölçer için hazırlanan “Ne kahramanlara ne de kahramanlığa inanırım” kitabından bahsetmiştim. Bu hafta da TTB’nin bir başka bilge hekimi, Mahmut Abi için hazırlanmış “TTB’ye Adanmış Bir Ömür/Dr. Mahmut Ortakaya” kitabından söz etmek istiyorum

Özkan Özdemir’in hazırladığı kitap geçtiğimiz yıl Ayrıntı Yayınları Yakın Tarih dizisinden çıktı.

Urfa, Siverek 1938 doğumludur Mahmut Abi. İlk ve orta okulu memleketinde bitirdikten sonra, o yıllarda Siverek’te lise olmadığı için parasız yatılı sınavını kazanıp Antep’e gider. Lise bitince de 1959 yılında Ankara Tıp Fakültesi başlar.

Mezuniyet ve mecburi hizmetten sonra gene Ankara Tıp’ta Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz ihtisası gelir. Ardından askerlik ve SSK Diyarbakır Hastanesi’nde iki yıl çalışır, sonrasında da Diyarbakır’da serbest hekimlik yapar.

∗∗∗

Bir dönem SHP’den milletvekili aday olmuşsa da hayatındaki tek örgütü TTB’dir Mahmut Abi’nin. Çatışmaların, faili meçhullerin, insan hakları ihlallerinin en yoğun yaşandığı yıllarda 1990-1994 arasında Diyarbakır Tabip Odası Başkanlığı yapar. Gene 1990’dan başlayarak 2006 yılına kadar, tam on altı yıl da TTB Yüksek Onur Kurulu üyeliği yapar.

O yıllara dair Dr. Eriş Bilaloğlu’nun aktardığı bir anekdot sadece TTB için değil, bütün örgütlü yapılar için ders niteliğindedir.

Eriş’in daha yeni TTB Genel Sekreteri olduğu aylardır. İşlere yetişebilmek için TTB’de yatıp kalkmaktadır. Mahmut Abi’nin TTB’ye geldiği bir gün çay, kahve içip sohbet ederler. “Anlat bakalım, neler yapıyorsunuz Merkez Konsey olarak?” diye sorar. Eriş ”Şunu yaptık, bunu yaptık, şuraya gittik, buraya gittik.” diyerek heyecanla, sayıca epey yekûn tutan ama bölük pörçük işleri anlatır.

Mahmut Abi her zamanki nezaketiyle dinler anlattıklarını. Sonra da “Tabii, çok güzel” der, “işporta da önemli!”

İşportacı nasıl nerede bir kalabalık görürse tezgahını oraya açar, oradan oraya koşturur ya, Mahmut Abi de nazikçe “İyi koşturuyorsunuz ama bir kurgunuz, planlı programlı bir stratejiniz yok.” demeye getirmiştir kendi üslubunca. İşportacı metaforu ile anlatmak istediği örgütsel çalışmada enerjiyi sistematik bir bütünsellik içinde akıtmak, stratejik düşünmek gerektiğidir.

∗∗∗

TTB kongrelerinin, toplantılarının vaz geçilmez konuşmacılarındandır Mahmut Abi. O kürsüye çıktığında sağcısı, solcusu dikkatle dinler. En çatışmalı yıllarda bile Kürt sorunuyla ilgili bağırıp çağırmadan, kasıp germeden söyledikleriyle herkesin vicdanına hitap eder.

Dönemin Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Emin Uluğ 1999 yılında OHAL kararıyla Kütahya’nın Tavşanlı ilçesine sürüldüğünde TTB Genel Yönetim Kurulu Diyarbakır’da toplanır. Önerilerden biri de sürgün kararının AİHM’e götürülmesidir. Mahmut Abi karşı çıkar. Ona göre karşılaşılan haksızlıklara karşı Avrupa ve yabancı ülkelerde destek aramak doğru değildir. Önemli olan Türkiye’nin dört bir yanındaki onlarca tabip odasından temsilcinin yapılan haksızlığa karşı Diyarbakır’a gelmiş olmasıdır.

Gene o yıllardaki bir TTB Kongresinde sağcılar programda olmadığı halde açılışta İstiklal Marşı söylenmesi önergesi verirler. Akılları sıra solcular karşı çıkacak, böylece onlar da “TTB Kongresinde İstiklal Marşı reddedildi.” diyerek Kongreyi sabote edeceklerdir. Divan Başkanı usulden olduğu üzere önergeyi oylatmaya kalkınca Mahmut Abi müdahale eder. “İstiklal Marşı oylanmaz” der, “hep birlikte okuyoruz!” Sağcıların hevesleri kursaklarında kalmıştır.

Kürt sorununun çözümünün bu coğrafyada, bu topraklarda olduğuna inanmıştır baştan beri.

∗∗∗

Sadece hekimlerin değil, devlet erkanının da önünde kendi ağır ağır tonlaması ve kendi üslubuyla söyleyeceğini söylemekten çekinmez.

Diyarbakır’daki bir 14 Mart Tıp Bayramı toplantısına dönemin OHAL Valisi Hayri Kozakçıoğlu da gelmiştir. Mahmut Abi açılışta “Olağanüstü hal sağlığımızı bozuyor.” diyerek başlar. Sonra da “Benim halkım kanser olmak istiyor.” diye devam eder. “Çünkü kanser çağdaş bir hastalıktır. Biz verem olmak istemiyoruz. Çünkü verem çağdışı bir hastalıktır!”

Konuşmasını “Sağlıktan ve özgürlükten tasarruf olmaz. Sağlıktan tasarruf ölüm, özgürlükten tasarruf esaret getirir.” diye bitirdikten sonra Hayri Kozakçıoğlu ve yanındaki erkan alı al, moru mor terk ederler salonu.

∗∗∗

Önceki hafta 87 yaşını doldurdu Mahmut Abi. Daha nice sağlıklı yılları olsun.

TTB’YE ADANMIŞ BİR ÖMÜR Ayrıntı Yayınları
BirGün

BirGün

Benzer Haberler

Tüm Haberler
Animated ArrowAnimated ArrowAnimated Arrow